28.12.2007

Aileye Ait Nesnenin Anlaşılmazlığı

Özetle kredi, en sonunda mülkiyet baskılarından da kurtularak, çağdaş kullanıcılar toplumunu destekleme bahanesiyle, tam tersine, sosyal mitoloji ve sert bir ekonomik baskının birbirine karıştığı içselleştirme sistemini kurmuştur. Kredi yalnızca bir ahlak değildir, bir politikadır da. Nesnelere daha önce hiç sahip olmadıkları sosyo-politik bir işlev kazandırmak için kredide uygulanan yöntem, kişiselleştirme yöntemiyle bütünleşir. Kölelik dönemini yaşamıyoruz artık, artık çöküş dönemini yaşamıyoruz: bu zorunluluklar kredi boyutunda soyutlanmış ve genişletilmiştir. Sosyal boyut, zaman boyutu, eşyaların boyutu. Bu boyutta ve boyutu benimseten stratejide, nesneler hızlandırıcı, işlevleri, doyumu ve harcamaları çoğaltıcı rollerini üstlenirler -birer deneme tahtasına dönüşürler, devinimsizlikleri bile günlük hayata, öne geçiş, kararsızlık ve dengesizlik ritmini vererek merkezkaç bir kuvvet oluşturur.
Aynı zamanda, sosyal hayattan kaçmak için ailevi ortamın kendilerinden sürekli geri durduğu nesneler, bugün tam tersine aile ortamını sosyal çevrenin dolambaçları ve zorluklarına bağımlı kılmaktadır.
Krediyle -ödül ve yapay özgürlük fakat ayrıca sosyal yatırım, eşyaların ortasında bile tutsaklık ve kaçınılmazlık- yuvanın yatırımı gerçekleşir: bir tur sosyal boyut kazanılır, fakat bu, en kötü şartlarda elde edilir. Kredinin anlamsız ^nırında, örneğin senet ödemelerinin arabayı benzin yokluğundan kullanılmaz hale getirdiği durumda, yani insan tasarımının ekonomik zorunlulukla denetlendiği ve parçalandığı sınır noktasında, işte orada, güncel düzenin temel bir gerçeği ortaya çıkar, gerçek şudur; nanelerin yapılış amacı onları elde bulundurmak ve kullanmak değil, onları üretmek ve satın almaktır.

Başka bir deyişle, ne ihtiyaçlara ne de dünyanın daha akılcı bir örgütüne bağlı kalarak biçimlenmeyip, bir üretim düzeninin ve ideolojik içselleştirmenin tekelinde sistemleşirler. Aslında, tam anlamıyla özel nesneler yoktur artık: nesnelerin çoğul kullanımı dahilinde, tüketici ve tüketici bilincinin özel dünyasını suç ortaklığı yaparak aralayan sosyal üretim düzenidir. Bu derimlemesine yatırımla, düzene etkili bir biçimde karşı koyma ve bu düzeni aşma olanağı da ortadan kalkmaktadır.


( Cogito - güz 5 1995 - Jean Baudrillard - Çeviren : Esra Özdoğan )

Hiç yorum yok: